Teknolojinin gelişmesiyle birlikte son
yıllarda “gülüş tasarımı” ya da “gülüş estetiği” öne çıkan
tedaviler haline geldi.
Fotoğraf makineleri, telefon kameraları ve
sosyal medyanın gelişmesi kendi özelliklerimizin daha çok farkına vardığımız ve
daha güzele ulaşmak için değiştirdiğimiz bir zamanı beraberinde getirdi. Yıllar
önce fonksiyon için yapılan tedaviler günümüzde fonksiyonla birlikte estetik
kaygıyı da içermeyen başladı.
Genetik ve
çevresel faktörlerden kullandığımız ilaçlara, beslenmeden ağız içi
hijyenine kadar gülüşümüzü ve ağız sağlığımızı etkileyen bir çok faktör vardır.
Gülüş tasarımı diş eti problemleri, diş
renklenmeleri, diş eksikliği, diş çapraşıklığı ve gülüşünden memnun olmayan
kişileri de içine alan geniş bir tedavi yelpazesini kapsar.
Gülüş tasarımında dijital tasarım programları,
3D-CAD/CAM yazıcı sistemleri ve ileri
estetik materyallerin kullanılır.Bununla birlikte hasta fotoğrafları,
radyografiler incelemeler ile;
- Diş eksikliğinde implant ya da köprüler,
- Renklenmelerde lamine, zircon ya
da beyazlatma
- Aşınmış, kırılmış ve eski
dolguların tedavisinde estetik dolgular, lamine veya zircon
- Diş çapraşıklığında ortodonti (tel
tedavisi) ya da zircon yapılabilir.
Küçük bir kaç dokunuştan tüm çene kompleks
rehabilitasyonuna kadar giden tedavi aşamalarında, gülüş tasarımında kişilerin
sosyo-ekonomik durumu, genel sağlık durumu, ağız hijyeni ve beklentisi göz
önüne alınarak teşhis ve tedavi planlaması yapılmaktadır.
Yüz analizi, estetik oranlar yaş ve daha bir
çok faktörün değerlendirmesi ile siz de gülüşünüzü baştan tasarlamak ve
özgüvenli bir gülüşe sahip olmak için diş hekiminize gidebilirsiniz.
Diş hekimi korkusu kişilerin yaşamış olduğu
travmatik dental tedaviler, okul çağından itibaren öğretilen yanlış öğretiler,
çoğunlukla kişilerin bilinçli olarak çıkan sesleri duyması ve yapılan işlemleri
görmesi ile oluşabiliyor.
Öncelikle küçük dolgu işlemleri ile ağrısız
tedavi görebilecek durumdayken tedavilerin ertelenmesi veya korkudan dolayı gelmemek tedavinin daha zor
bir süreç haline gelmesine destek veriyor. Hem maddi hem de manevi bir kayıp
kaçınılmaz hale geliyor. Bu sebeple mutlaka şikayetiniz olmasa bile diş
hekiminizi rutin olarak ziyaret etmeye özen göstermeliyiz.
Lokal anesteziler çağımızda tıbbi müdehallerde
büyük çaplı olanakları arttırmış ve hasta konforunu maksimum seviyeye
çıkarmıştır. Ayrıca sedasyon ve genel anestezi ile dental tedavilerin
yaygınlaşması hastaların konforlu tedavi alması ve korkularının azaltılması
için güçlü alternatifler haline gelmiştir.
Korkularınızda hekimlerin sıcak ve samimi
yaklaşımı, empati ile sizi anladığını göstermesi destek olacak ;hekiminize
korkularınızı açık bir şekilde anlatmamız hekiminizin daha dikkatli çalışmasına
sebep olacaktır.
Ağız bakımı, diş fırçalama ve diş ipi gibi
uygulamaların rutin olarak yapılması dental problemlerin oluşma riskini ve
sıklığını azaltacak ağrılı diş problemlerine karşı koruyucu etki
oluşturacaktır.
Teknoloji ve tedavi teknikleri hızla geliştiği
için eskiden ağrılı yapılan işlemler günümüzde ağrısız ve daha kısa zamanlarda
yapılabiliyor. Her geçen gün diş hekimliğinde kullanılan alet ve sistemler
hasta ve hekim konforunu arttırmak için geliştirilmeye devam etmektedir. Ayrıca
işlemlerin süresinin kısalmasıyla birlikte tek ve uzun yorucu seanslar yerine
kısa kısa bir kaç seanstan oluşan tedavi tercihleri korkularınızı yenmenize
olanak sağlayacaktır.
Psikiyatrik tedavi gören kişilerde sadece
dental anksiyete değil tüm hayatını olumsuz etkileyen endişe hüküm sürebilir.
Bu tür durumlarda sabah saatlerinde diş tedavisini tercih etmek ve psikiyatri
bölümü ile konsülte halinde tedaviye devam etmekle birlikte derin nefes alma
tekniklerini uygulamak endişeyi azaltacaktır.
Hekiminiz ile iletişim halinde olmak, merak
edilen soruların sorulması, kullanılan aletlerin tanıtılması, hijyen
şartlarının gösterilmesi, tedavi prosedürlerinin ayrıntılarıyla adım adım
anlatılması için Hekiminizden destek istemeniz hem hekiminizi hem sizin daha
konforlu tedavi sürecinde olmanızı destekleyecektir.
Sultan Güdül
Çocukluğumuzdan itibaren en güzel yaptığımız
şey sıcak bir gülümsemedir. Ne yazık ki zamanla gülmekten çekinip korkan
yetişkinler haline gelebiliyoruz. Güzel ve özgüvenli bir gülümsemeyi kim istemez ki?
Beyazlatmadan önce renklenmeyi çok iyi
anlamamız ve önce var olan sağlığını korumamız gerekir.
Renklenmelerde en sık karşılaşılan sebepler ;
- Kahve, çay, kola gibi yiyecek
renklenmeleri
- Tetrasiklin,demir takviyesi gibi
ilaç renklenmeleri
- Sigara, nargile gibi tütün
ürünleri
- Dental Tedavilere bağlı gelişen renklenmeler
- İçme suyunda yüksek oranda flor
bulunmasına bağlı flor renklenmeleri
- Yaşa bağlı ağız içi yapıların
değişmesi
- Ağız solunumu yapılmasına bağlı
görülen renklenmeler
- Ve
ağız hijyenin yeterli olmamasıdır
Beyazlatma iki şekilde yapılabilir ;Profesyonel
olarak ve gereken dozlarda diş hekimi tarafından yapılması, evde beyazlatma
sistemleri ve beyazlatıcı macun kullanımı ile kişiler tarafından yapılır.
Öncelikle beyazlatma herkese yapılamaz;
- 15 yaşını geçmediyseniz
- Diş hassasiyetiniz varsa
- Diş köklerinin açığa çıktığı diş
eti hastalıklarınız varsa
- Çürük dişleriniz varsa
- İleri çapraşık diş dizimi varsa
Diş beyazlatma önerilmemektedir. Tedavisi
mümkün olan problemler giderildikten sonra beyazlatma hekiminiz tarafından
önerilebilir. Herhangi bir sağlık problemi bulunmayan ve optimum şartları
yerine getiren kişilerde beyazlatma yapılması için ağız içi kontrolü yapılması
ve diş hekimi önerisi mutlaka alınması gerekir.
Profesyonel Beyazlatmalar beyazlatma etken
maddelerinin yoğun olduğu sadece diş yüzeyinde etkinliği olan ve dikkatli
uygulanması gereken bir seçenektir. Evde uygulanan Beyazlatma sistemleri daha
düşük yoğunluktaki beyazlatma etken maddesi içerir ve hekiminizin size önerdiği
güvenilir ürünleri kullanmanız gerekir. Beyazlatıcı macun kullanımında diş
yüzeyini çizmeyecek partikülsüz, diş yüzeyinde aşındırma ve erezyon yapmayan
ürünler tercih edilmelidir.
Doğru kişilere ve doğru ürünlerle uygulanan
diş beyazlatma dişlere zarar vermez. Dişlerin yapısında bozulmaya sebep olmaz.
Yıllar içinde dişlerin yapısında biriken renklenmelerin tamamen temizlenip daha
temiz, beyaz ve göz alıcı gülüşe sahip olmanızı ve diş dokusunun korunmasını
sağlar. Özgüvenli gülüşlerimiz eksik olmasın 😉
Çağımızın en güzel yanlarından biri
teknolojinin hayatımızı kolaylaştırmak için her geçen gün geliştirilmesidir.
Teknoloji her alanda olduğu gibi Medikal
alanda da hızla gelişmeye devam etmektedir. Filmlerde görmeye alışık
olduğumuz yarı robot insanlar, ironman karakterleri günümüzde ihtiyaçlardan
dolayı gerçekleşmeye başladı. Artık robotik kollar ve bacaklar, görme ve duyma
implantları ile diş implantları sık sık rastladığımız normal olgular haline
geldi. İyi ki oldu çünkü yakın geçmişteki çeşitli hastalıklardan, kazalardan ya
da doğuştan oluşan uzuv eksiklikleri yerine koymak bir yana defolu insan
muamelesi görmek pek mümkündü.
Dental implantlar tarihte hayvan dişlerinin
kullanılmasıyla başlayarak günümüzde ileri teknoloji ve steril tedaviler ile
tamamen doğal diş görünümüne sahip olabileceğiniz üstün tedaviler haline
gelmeye başladı. Yüzlerce implant üreticisi her geçen yıl yeni inovatif
geliştirmelerle biyouyumlu implantlar yapmak için yarış halindeler. Bu sebeple
dental implant kemik bağlantı başarısı yüzde doksan başarı seviyelerine çıkmış,
estetik protezler ve vener kronlar ile uzun yıllar sağlıklı olarak
kullanılmasını sağlanmıştır. İmplant teknolojisinin ilk yıllarında kemik
bağlantısı için 6 ay beklenirken zamanla 3 aya kadar düşmüş hatta kemik kalitesi
yeterli olan kişilerde immediat dediğimiz yapılır yapılmaz aynı gün dişlerinin
yapıldığı tedavi teknikleri geliştirilmiştir. İmplant eksik dişlerin yerini
almak için geliştirilmiş olsa da implant teknolojisi ile birlikte kemik
greftleri ve yumuşak doku greftleri ile sert ve yumuşak doku kayıpları da
telafi edilmeye ve yerine kazandırılmaya başlamıştır.
Dental implant tek diş eksikliğinden tüm çene
diş eksikliğine kadar çeşitli sayıda ve ölçülerde yapılabilmektedir.
Ağız içi tetkikler, üç boyutlu radyografiler
ölçümler ile tasarlama implantlar ;üzerine biofonksiyonel uyumu ve estetiği
yüksek protezlerle desteklendiğinde başarılı sonuçlar gösterir.
İmplanta sahip kişilerin ağız hijyenini
optimum seviyede tutması implant ve protezlerinin uzun dönem başarı şansını ve
ağız içi uyum süresini arttırır.
Sultan Güdül